Türk futbol tarihine baktığımızda, futbol tarihimizin karanlıklarla, çarpıklıklarla ve yanlışlıklarla ne kadar kötü yönetildiği apaçık bir gerçektir.
Samet Aybaba’ya yapılanlar benim içime sinmiyor. Sezon başında bu takım ilk ona giremez denen takımı Samet Aybaba ilk üçe soktu, arkadaşlık ruhunu Beşiktaş’a geri getirdi. Olcay’ı, Oğuzhan’ı, Hasan’ı Türk futboluna kazandırdı. Gel gör ki Beşiktaş yönetimi Türk futboluna kara bir leke olarak tarihe geçecek bir kararla Samet Aybaba’nın görevine son verdiler.
Türk futbolu bu yanlış yönetimlerle hiçbir zaman bir yerlere varamaz, Türk futbolundan gölge oyunları kalkmadığı sürece biz hep futbol olarak geriye gideriz. Dünya sıralamasına baktığımızda bunun kanıtıdır. A Milli takımımız 2012 yılında 29 sırada yer alırken, 2013 yılında on beş basamak gerileyerek 44. sırada kendine yer bulmuştır. Bunun nedeni istikrar olmaması, oyuncu seçimindeki eşitsizlik, Türk hocalara duyulan güvenin azlığı ve yönetimlerin günü kurtarma derdi.
Türk futbolundaki bu güvensizliği sağlayan yönetimler, günü kurtarma adına “sportif direktör” adını verdikleri bir yapı oluşturarak kulüplerin gelecekteki kaderlerini tayin edecekler.
Sportif direktöre karşı değilim; ama biliyorum ki sportif direktörler “gölge oyunu” gibi yönetimlerin perdedeki yüzleri olacaklar. Kulüpler bu sportif direktörleri kulübün içinden yetişmiş birilerini tercih ederek yapmış olsalardı, yönetimlerin gölge oyunları olmazlardı; çünkü gönül verdiği takımın sportif direktörüydü, yönetimlerin yanlış kararların uygulatmazlardı, mücadele ederlerdi.
Beşiktaş’ın göreve getirdiği Önder Özen Beşiktaş’ta futbol oynamamış, Beşiktaş’ın havasını suyunu bilmez ve bunca eksilerden sonra Önder Özen’den başarı bekliyorsun!
Almanya’da Bundesliga’nın güçlü takımı Borussia Dortmund’un sportif direktörü yıllarca takım kaptanlığı yapmış “Michael Zorc”tur. Şimdi bu takımın Almanya’da şampiyon olması, şampiyonlar liginde final oynaması, Almanya’da genç yıldızları bulup Alman futboluna kazandırması ve bunun sonucunda her yıl Avrupa’nın önde gelen kulüplerine futbolcularını pazarlaması tesadüf mü yoksa sportif direktörün kulüp içinden yetişen birinin olması mı?
Beşiktaş’ta yetişmiş ve futbol oynamış birinin sportif direktör olduğunu düşünün! Samet Aybaba’nın gitmesi bu kadar kolay olur muydu?
Beşiktaş sezona “FEDA” denen bir politikayla başlamıştı, bu doğrultuda Samet Aybaba’yı takım başına geçmişti. Sezon bitti, Samet Aybaba ile yollar ayrıldı. Samet Aybaba’dan boşalan koltuğa şimdi yabancı teknik direktör getirdiler. Transfer dönemi olduğu için birçok ünlü futbolcu isminin kulüple adı anılıyor. Anlaşılan kemer sıkma politikası sadece bizim Samet Hoca’ya denk geldi, nasıl olsa yabancı teknik direktör gelir milyon dolarları götürür istediği yabancıyı da aldırır.
Allah aşkına şimdi Beşiktaş yönetimine sormazlar mı? “Para yoksa Samet FEDA, para varsa Samet ELVEDA” bu anlayışla bir kulüp yönetilir mi?
Kendi öz değerlerimize sahip çıkmasak, elimizdekinin değerini bilmezsek, getirdiğiniz yabancı hocalar ve günü kurtarma adına getirdiğiniz sportif direktörler mi Türk futboluna sahip çıkacak!
Hangi yabancı teknik direktör bir tane alt yapıdan futbolcu çıkartıp da Türk futboluna armağan etmiş! Yabancı hocaların istediği, ismi cismi bilinmeyen, takıma katkısı olmayan yabancılara milyon dolarlar döküp getiren, yabancı hocaya bile yöneticilerin sesi bile çıkmamış, maalesef Türk futbolunu yönetenlerin gölgeleri sayesinde Türk futbolu bitmiş!