Kaleciliğini hatırlamıyorum;ama çocukluğumda efsaneli kadro olan Ünal,Hami,Ogün ve Abdullahlı kadronun başında saha kenarındaydı.
Trabzonspor onun için,o da Trabzonspor için vazgeçilmezdi. Saha kenarında sakin duruşu,beyefendiliğiyle ve oyuncularının üzerine bir şeyler koyarak Türk futboluna kazandırması Türk futbolunda usta teknik adamlarından biri olmayı başardı.
Aynı zamanda üniversite mezunu, iyi bir Türkçe öğretmendiydi;ama çok sevdiği futboldan bir türlü ayrılamadı.
1996'da Avni Aker'de 15 yıl aradan sonra Fenerbahçe ile şampiyonluk maçına çıkan Trabzonspor'un arkasında o vardı.
İlerleyen dönemlerde Antalyaspor,Sakaryaspor teknik direktrölüğü ve daha sonra ise Milli takımımızın başına geçti ve 48 yıl sonra Milli takımımızı Dünya kupasına götüren teknik direktördü.
Bununla yetinmedi tabi ki 2002 Dünya Kupası'nda Milli takımımızın Dünya üçüncüsü olmasında yine o vardı,UEFA tarafından yılın teknik direktörü seçildi.
Fransa'da düzenlenen FIFA Konfederasyon Kupası'nda final bir penaltıyla kaçtı ve üçüncülükle evimize dönen takımın başında o vardı yine.
2004'te milli takım serüveni sona erdi yolu bu sefer uzak diyarlara Kore'ye düştü.Kore'de FC Seoul'ü takımını play-off'a oynatan takım başında o vardı ve Koreliler onu hala unutmuyor ve seviyorlar.
Kore maceresından sonra tekrar çok sevdiği Trabzonspor'a dönmüştü ve 2011'de Trabzonspor'u 30 yıl aradan sonra şampiyon yapmıştı.
Saçından, giyinişe ve karizmasına kadar eleştirilmişti Türkiye'de, bir ''öğretmen'' olarak tarihi başarılarını ikinci plana atmak istediler hep.
Bir eğitimci farkıyla Tufan,Harun,Mustafa,Onur gibi genç yetenekleri keşfetti ve bitmiş denilen Burak Yılmaz,Volkan Şen gibi adını sayamadığım birçok futbolcuyu ülkemize yeniden kazandırdı.
UEFA yılın takımına teknik direktör olarak seçilen ilk Türk ve Dünya Klasmanında Milli Takımı 7. sıraya oturtan tek teknik adam olarak Türk futbol tarihine geçti.
Beşiktaş yönetimi, doğru bir karar alarak Beşiktaş'ı ona emanet ettiler.Beşiktaş yönetimini eleştirenlerde oldu."Niye Beşiktaşlı hocalar göreve getirmiyorsunuz" diye serzenişte bulunan Beşiktaşlılar var.Bir takımı çalıştımak için o takımın formasını giymek mi gerekir?Sen gerçek Beşiktaşlıysan neden Beşiktaş'ı satıp ezeli rakibimiz Fenerbahçe'ye transfer oldun?Süleyman Seba seni niye affetmedi?Bu kadar Beşiktaş'a düşkünsen neden teknik direktörlük yaptığın takımda teknik ekibinde Beşiktaş'ta forma giymiş bir arkadaşın yok?Diye sormazlar mı adama?Beşiktaş yönetimine şirin görünmek için bırak kibarlığı,alkışla Şenol hocayı onun yaptıklarını onda birini yapamamışsın,sonra da çıkıp ahkam kesiyorsun.
Şenol Güneş,Slaven Bilic gibi gitar çalmıyor ve avukat değil;ama O Türk futbolundaki ''Futbol Bilgelerinden'' biri!
Şenol Güneş hocam,belki öğrenciniz olamadım,belki futbolcunuz olamadım;ama sizin branştaşınız olarak gönül verdiğim takımda teknik direktörü olarak görmek beni çok mutlu etti.
Şenol Güneş ile Beşiktaş yeni hikayeler yazmak istiyor;bu nedenle destek olmalıyız; Nazım'ın dediği gibi
"Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler."
Beşiktaş'ı Güneşli Günler bekliyor,haydi hep destek tam destek.
Yorumlar / 1