Klasikleşmiş bir ifade vardır Türk futbolunda. Herhangi bir istifa ya da ayrılık olduğunda kimsenin kulüpten daha büyük olmadığı söylenir. Doğrudur, Beşiktaş hâlihazırda tüm şahısların üzerinde olan büyük bir camiadır. Ancak Beşiktaş'ı bugünkü büyüklüğüne eriştirenlerin de bünyesinde yer almış efsane futbolcular, hocalar ve başkanlar olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bu yüzden Önder Hoca'nın ayrılışıyla ilgili kullanılan bu ifade bana kalırsa hiç de yerinde değil.
Önder Hoca, göreve başladığında ben de dahil olmak üzere bütün aklı başında sporseverler bu duruma çok sevinmiştik. Düzgün, dürüst, ilkeleri olan ve modern futbolun dinamiklerini çok iyi bilen birinin Beşiktaş gibi büyük bir kulüpte böylesine önemli bir pozisyonda görev alması, iyice köhneleşmiş Türk futbolu için bir umut kapısıydı adeta. Fakat o köhne sistem, Önder Özen gibi birinin bünyesinde daha fazla barınmasına yine müsaade etmeyince ümitler de yerini öfke ve üzüntüye bıraktı.
İşin asıl üzücü tarafı, Önder Özen giderken onun istifasına sebep olan rantçı sürüsünün yıllardır bu kulüpte ve Türk futbolunda hüküm sürüyor olması. Yaptıkları milyon tane pespayeliğe rağmen futbolun f'sinden bihaber bu kişiler orada oturdukları ve egemen güç oldukları sürece sanırım bütün bu ümitler de boşa çıkmaya devam edecek.
