Eğer düzensizliğin düzen, sistemsizliğin sistem olduğu; kötünün iyiye her daim galebe çaldığı, kısacası gidişin hiç gidiş olmadığı bir ülkede yaşıyorsanız sizi biraz mutlu hissettirebilecek umut ışıklarının peşine düşersiniz. İşte tam da böyle bir dönemde Türk tenis tarihini yeni baştan yazıyor rekortmen raket Çağla Büyükakçay.
Bugüne kadar hep sıralamada yükselme haberlerini verdik Çağla'nın. Müthiş azmiyle yıllardır bizzat kendisi tarafından koyulan çıtaları giderek yükselten Çağla, kendisine ait Türkiye rekorlarını neredeyse her pazartesi günü biraz daha geliştiriyor, Grand Slam tenisçisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Bu yolda giderken artık WTA Turu'nda da başarılı sonuçlar almak gerekiyordu ki bu hafta ana tabloda boy gösterdiği Malezya Açık'ta Türk tenisine yaşattığı ilklere bir yenisini daha ekledi rekortmen tenisçimiz.
Türkiye'nin WTA Turu'nda yalnızca 1 ana tablo galibiyeti vardı hafta başına kadar. O galibiyet de 2009 İstanbul Cup'ta Arantxa Rus'u elemeyi başaran bir başka gurur kaynağımız Pemra Özgen'den gelmişti. Onun ilk turda son Avustralya Açık finalisti Dominika Cibulkova'ya yenilerek elendiği Kuala Lumpur'da ise beş yıl önceki başarının aynısına bu sefer Çağla imza atıyordu. İlk turda Japonların ünlü veteran tenisçisi Kimiko Date-Krumm'u ilk sette 5-3 öndeyken rakibinin maçtan çekilmesiyle dize getiren Çağla, bugün oynadığı ikinci tur maçını da kazanarak bir Türk tenisçinin WTA turnuvalarında şimdiye dek elde ettiği en iyi dereceye ulaştı ve çeyrek finale yükseldi.
Çağla'nın yaptığının ne kadar büyük bir olay olduğuna değinmeye gerek yok. Bunun yanında aldığı bu galibiyetler, tenisçimizin geleceği açısından da büyük bir anlam ifade ediyor bana göre. Evvela Çağla'nın şimdiden cebine koyduğu 60 puan, Çağla sıralamasındaki bir raket için oldukça kudretli bir puan. Daha da önemlisi, çalışkanlığından sual olunmaz tenisçimizin bu turnuvayı bir sıçrama noktası olarak da kullanabileceği kanaatindeyim.
Yıllardır hep bu tip başarıların hayalini kurduk tenisseverler olarak. Benim internet medyasında çalışmaya başladığım 2008'de oyuncularımızın şu anda ulaştıkları noktalar zaten ancak hayal edilebilirdi. Bunu söylerken sadece Çağla, Pemra ya da Marsel'i kastetmiyorum. Junior seviyesinde müthiş başarıların altına imza koyan İpek Soylu ve hatta son Championships esnasında merhabalaşma fırsatı bulduğum Berfu Cengiz'le birlikte eminim ki bu çıta çok daha yükseklere taşınacaktır.
Son tahlilde bu güzel ve düzgün insanları desteklemek hepimizin boynunun borcu. Çağla, Pemra, Marsel ve diğerleri... Hepinizin yolu açık olsun.
