Haftalardır süren kadro istikrarsızlığı ve sistem kargaşasından sonra geliyorum diyen tehlike maalesef Giresun maçında göz göre, göre yaşandı… Bu yaşananlara, birde maçta ki hakem faciası eklenince ve bunun sonucunda gelişen olaylarda yaşanınca, kayıplarımız katlandı.
Hakemin maçın önüne geçmesi sahalarımızda ender gördüğümüz bir pozisyon sonucunda oldu… Giresunspor’lu oyuncunun topu elle kontrol etmesi o kadar barizdi ki bunu hakem hatası ya da hakem şansızlığıyla geçiştirmek mümkün değildir… Aslında bu hakem hatasından öte hakem KIŞKIRTMASI olarak adlandırılması gereken hatayı aşan bir kasttır… Hakemin bu akıl almaz hatası elle oynan voleybolda bile hatadır, Çünkü; kolla topu taşıma vardır… Bırakın bu hakemlerin maç yönetmesini, toplum adına halka verebilecekleri olası zararlardan dolayı sokağa çıkmaları bile engellenmelidir.
Bu yaşadığımız hakem olayı tarihte yaşanan “Hakem olayından” sonra yaşanan en büyük hakem faciasıdır… Ama her şeyinde sonu ve gerekçesi olmamalıdır bunu da bilmek gerekir.
Tüm bunlar sahada yaşanırken maç sonu gelişebilecek olayları öngörerek önlem alması gereken kenar yönetiminin de soğuk kanlığını yitirmesi sonucunda takımın gördüğü zarar 3 puan kaybından fazla olmuştur.
Hakemin bu hatası olmasaydı maçı kazanabilir miydik? Bence çok zordu… Takımımızın maçı kazanma niyeti olmadığı sahaya sürülen defansif kadrodan görüle bilinirdi… Oynadığı 11 maçta 1 galibiyeti olan bir takıma karşı duvar olma özelliği taşıyan, yaratıcılığa olmayan bir orta alan kurgusuyla çıkan takımın maçı kazanması sadece tesadüflerle olabilirdi o da olmadı… Son maçlarda orta alanı rakipten dönen toplara duvar olma anlamında düşünen orta sahanın yaratıcılığını geri plana atan sn Özat’ın bu anlayışı günümüz futbolunda demode kalan bir anlayıştır ve sonuçları da budur… Bizler Onur’un orta sahanın işleyişini bozduğundan, yaratıcı olmadığından şikayet ederken bir de Bilica’yı buraya monte etmek hangi aklın ürünüdür anlamak zor.
Her fırsatta gençlerin kazanılmasından bahseden Ümit Özat’ın 36 yaşındaki Erdinç’e yer bulabilmek için yaptıkları tam bir söylem ve uygulama tezadıdır… Üstelik monte ettiği yerde ligin en iyi savunma dörtlüsünü bozma pahasına yapılıyorsa… Hücumda da keza Murat Tosun’a Noyan’ın tercih edilmesi de cabası… Gerekçe olarak bütün bunlara kadro darlığından dolayı dene bilinir, ama pratikte bu kadrodan doğru seçimlerle iyi işler yapan yine bir Özat’ın olduğu düşünülürse bu yaşananları ve anlamsız rotasyonları anlamlandırmak zorlaşıyor.
Eğer gidip, gidip lig başı zorlukları gündeme getirirsek bir yere varamayız, bu güne bakmalıyız ve köprünün altından çok suların aktığını görmeliyiz… Sorun lige başlarken yaşanan zorluklar değildir, Sorun; elimizdeki potansiyeli kullanmada yaşadığımız problemlerdir… Hakemin yaptıkları, mağduriyet ve haksızlığa uğrama duyguları ile takımdaşlığı güçlendirebilir, bu kötü gidişe bir panzehir olabilir, takıma yeni bir ivme kazandırabilir… Kısaca krizi fırsata çevirebiliriz… Bu da yönetile bilinecek bir yeni bir durumdur inşallah bu yaşananlardan ders çıkartır ve henüz kaybedilen fazla bir şeyin olmadığını anlar kendi gerçeklerimizle yüzleşiriz.