GAZOZUNA MAÇ! - Bülent TEKİN

GAZOZUNA MAÇ!


Elazığspor kaderini önemli ölçüde belirleyecek bir maçı adeta gazozuna bir maçmış gibi oynayarak maalesef kaybetti… Bursaspor’u aslında en kötü dönemlerinin birinde yakalayan takımımız bu maçı almamak için elinden geleni yaptı ve dahası gereksiz bir elle oynamayla da maçı Bursaspor’a hediye etti.

Bursaspor’un daha 3 gün öncesinde kupada Galatasaray’a farklı mağlup olması, bir hezimet yaşaması artı varını yoğunu koyduğu bu maçtan yorgun çıkması maç öncesi bizim hanemize artı olarak yazılacak gelişmelerdi… Kağıt üzerindeki bu lehimize olacak faktörlerin pratikte sahaya yansıması tam tersi oldu ve koşan mücadele eden takım görüntüsü veren de Bursaspor oldu… Nedenini tam bilemediğimiz spekülasyonlar üzerinden değerlendirmeler yaptığımız S Özkan olayından sonra Okan Buruk’un şapkadan tavşan çıkarma teorisi kötü bir Antep takımıyla oynadığımız maçta işe yaramış gözükse de Bursa maçında tam bir fiyaskoya dönüştü… Takım içinde kaynayan kazanların habercisi de Antep maçı sonrası teknik heyeti temsilen konuşan İrfan hocanın Kendi alnını aşan meseleler hakkında ulusal medyaya verdiği maç sonu değerlendirmeler oldu… Eğer bir teknik heyet riske girerek bu açıklamaları yapıyorsa takım içinde ciddi sorunların olduğunun bir yansımasıdır bu… Sorunları çözemeyen bir teknik heyetin oyunculara etkisi ne olur? Ve oyuncular o teknik heyete ne kadar saygı duyar? O da ayrı bir meseledir ve sorun olduğunu söyleyenleri cezalandırmakta yeni sorunlar üretir, cezalandıranlarda sadece kendi konumlarını belli süre koruyabilirler ve inanılırlıklarını yitirirler… Bu tip sorunların yaşanabileceğini geçen yazımızda da belirtmiştik bunlar olası yaşanabilecek ertelenmiş sorunların bir sonucudur ama çözülmez de değildir… Bunun içinde krizi yönetme becerisinin gerektiğini yazmıştık… Ama Bursa maçında sahada oyuncuların hem moral açısından hem de fiziki açıdan hazır olmadıklarını gördük… Kötü yönetimin teknik heyeti de etkilediği ellerini zayıflattığı da sahadaki oyuncuların performanslarından açıkça görüle biliniyordu nedeni de sahada takım ruhu yoktu, kolektif dayanışma yoktu, en önemlisi de mücadele azmi yoktu.

Küme düşme potasındaki rakiplerimizin bize kendimizden fazla yardımcı olmalarına rağmen, biz kendimiz her defasında bunu elimizle iterek reddediyoruz… Ama geldiğimiz nokta artık telafisi olmayan puan kayıplarına tahammülü olmayan bir noktadır ve bizi dönüşü olmayan bir yere taşıyabilecek bir duruma getiren noktadır… Bu saatten sonra dışarıdan gelebilecek önerilerin, katkıların pek bir değeri olmayacaktır, bu durumu düzeltecek yine bu yönetim, bu teknik heyet ve oyuncular olacaktır… Başara bilinir mi? Hep söylediğimiz gibi zor ama imkânsız değildir… Her şeyden önce başarabileceklerine kendilerinin inanması gerekir ve birilerinin de şartlar ne olursa olsun bu takımın küme düşmesinin kimseye bir şey kazandırmayacağını üslubuyla oyunculara anlatması ve ikna etmesi gerekir… Kentin futbol dinamiklerini değersizleştiren, Camiasını değersizleştiren bir yapının bunu nasıl başarabileceği de ayrı bir muammadır. İnşallah başarabilirler bizi de mutlu ederler, Bizde kendilerine minnettar kalırız.

Bu takımın asıl sahibi taraftarlardır ve taraftarlar kalan maçlarımızda takımına sahip çıkmalıdır ve 12. adam olarak her zaman olduğu gibi takımlarını desteklemelidir… Takımımıza bu saatten sonra katkıyı ve gerekli itici gücü sağlayacak tek yapı onlardır… Onlarında bu maçta stadı doldurmaları için, izleyicileri tribünlere çekmek için kulübün gereken her fedakârlığı, üzerine düşen her şeyi yapması gerekir.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
23Oca

SIRASI DEĞİL!

19Ara

KURTARICI OLİMPİYATLARI!

01Haz

İKİ YANLIŞ BİR DOĞRU EDER Mİ?

27May
27May

DÜZEN DEĞİŞECEK Mİ?