DOST ACI SÖYLER! - Bülent TEKİN

DOST ACI SÖYLER!


Karşıyaka maçında stadın boş tribünlerine hâkim olan duygu hüzün ve burukluktu dersem abartmış olmam… Bu hüznü gerçekten içinde yaşayanlar parmakla sayılacak gerçek taraftarlar ve ” ne kadar da hata yapmış olsa da” Başkan Selçuk Öztürk’tü diye düşünüyorum… Hüznün en az yaşandığı yer de yine en kalabalık olan protokol tribünüydü bence… Amaçları sadece orada boy göstermek olan, konumlarını korumuş ya da yeni konum kazanmış çoğu insanın bu durum umurların da bile değildi… Ayrıca araba son hızla uçuruma giderken 3 maymunları oynayan bazı medya mensuplarınıda unutmamak lazım… İşin garibi de hiç birinde suçluluk duygusu izi yoktu. Maçı izleyen insanların akılları maçtan çok geçmişin anıları ve keşkeleriyle doluydu büyük ihtimalle… Maçtaki bu buz gibi hava, havanın soğukluğundan değil de gelinen noktanın etkisinden gibiydi…

Maça gelince, yakın süreçte yaşananlardan dolayı kimsenin fazla beklentisi olmamasına rağmen, oyunun başında aşırı motivasyondan dolayı güçlerinin üzerinde bir şeyler yapmak isteyen oyuncularımızda bir gerginlik vardı ve bunun sonucunda da gelen hatalar ve bu anlarda da kalemizde gördüğümüz, 3/1 vaziyete savunma hatasından gelen bir gol… Bu golden sonra rehavete düşen bir Karşıyaka ve kendine gelen bir Elazığspor vardı sahada… Bu zaman diliminin içerisinde 1,2. bölgede mücadele eden bir takım ve bunlara hiç katkı sağlamayan bir hücum hattı izledik.Ve bu görüntü ilk yarının sonuna kadar devam etti. İkinci yarı başlarken yapılması gereken değişiklikleri geç olsa da yapılınca, Ömer’in kazandırdığı penaltıyla eşitliği sağladı takımımız… Üstünlük sayısını yakalaya bileceğimiz dilimde de Özat’ın anlamsız değişiklikleri sonucu, daha doğrusu bizim anlam vermediğimiz ama kendince gerekçeleri olduğunu umduğumuz değişikliklerinin sahaya yansıması daha olmadan yine yediğimiz basit bir golle cevap veremedik ve maalesef maçı kaybettik.

Bu maçta, maçın skorundan ziyade geleceğe dönük sinyaller alınıp alınamaması daha öncelikliydi ve gördüğümüz de bu kadar olumsuz yaşanmışlıklara rağmen takımımızda bir takım olma potansiyelinin bulunduğuydu… Hazır olmamalarına rağmen özellikle Bilica. Birol ve Javid bu takımı domine edebilecek potansiyele sahip oyuncular gibi gözüktüler.

İveşa'ya gelince, sezon başı klasik kötü görünümünü sürdürmesine rağmen gelecekte takıma katkı sağlayacak önemli bir oyuncu olduğunu da unutmamak ve kazanmak için de ısrar etmek gerek.

Maçın önüne geçen ise Ümit Özat’ın Cangelenin durumunu izah ederken kullandığı “çiftlik” tanımıydı. Öncelikle Özat'ı bu doğru tespitini cesurca dillendirmesinden dolayı kutlarım ve bazı arkadaşlar sürekli bundan bahsettiklerinden dolayı dışlanırken halen bunu dillendirmekten özenle kaçınan ve başkana yardım ettiklerini, güneşi balçıkla sıvayacaklarını sanan; ama aksine en büyük kötülüğü yapan büyük çoğunluğunda bundan ders çıkartmasını dilerim… Özat’ın bu kadar kısa sürede tespit ettiği “çiftlik” tanımlaması maalesef doğrudur ve bu takım adeta çiftliğe çeviren geçmiş teknik heyet orduları. Menajer bozuntuları, komisyon peşinde olan zatlar ise ortada değillerdir ve büyük ihtimalle de başka çiftlik arayışındaydılar… Geçmişi irdelemeyelim diyoruz; ama geçmişin yansımaları bu günü yorumlarken karşımıza çıkan bir gerçek olarak önümüzde duruyor ve Özat gibi birileri bunu dillendiriyor… Beğensek de beğenmesek de bu sese kulak vermemiz gerekiyor; çünkü geleceği inşa ederken bu tespitlerin yapılması zorunludur ve bunlarla yüzleşmeden de doğruyu bulmak mümkün değildir. İnşallah Özat teorik olarak dillendirdiği ve ortaya koyduğu bakış açısını pratikte de uygular ve kurumsal bir futbol takımı olmamızın önünü açar.Biz de Özat’ın bu çizgisini devam ettirdiği müddet içinde destekleriz.Bu açıklamalar bazılarının zülfü yârlerine dokunduğu için de Özat inşallah harcanmaz.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
23Oca

SIRASI DEĞİL!

19Ara

KURTARICI OLİMPİYATLARI!

01Haz

İKİ YANLIŞ BİR DOĞRU EDER Mİ?

27May
27May

DÜZEN DEĞİŞECEK Mİ?