Bir deplasman takımı oynadığı karşılaşmada kaç net pozisyon yakalayabilir ki?..
Daha maçın başında Deniz Yılmaz’ın soldan “al da at” dercesine Serdar Gürler’in önüne yuvarladığı topa gurbetçi oyuncu kale alanında kaleciye geri pası verir gibi topa yavaş dokununca bordo beyazlı ekibimiz öne geçme fırsatını kaybetmiş oldu.
Sonrasında Mehmet Nas’ın kendi çabasıyla getirip ceza alanına girerken kale yerine auta gönderdiği top var, bunları atabilsek; en azından ilk yarıyı 2-1 önde tamamlama fırsatını yakalamış olurduk.
Yediğimiz gol de rakibin duvar pasıyla getirdiği ancak Habip Sow’un Bienvenu’ye adeta ikram ettiği gol…
Zaten maç boyunca Eskişehirspor’un yakaladığı gol pozisyonlarına “asistlik” yapan da yine bizim Habip Sow…
Ya topu ayağında fazla tutarak kaptırdığı ve gol tehlikesi yaşadığımız pozisyonlar, ya da Özgür’ün soldan ortasında ön direğe koşu yapan Bienvenu’ya müdahalede geç kalışıyla yediğimiz gol…
Bir de minare boyu şişirme topları vardı ki Sow’un; topla kuş avlama üzerine tez hazırlar gibiydi adeta sahada…
Sonuçta Eskişehirspor’un hücuma çıktığı anlardaki yardımcısı olup çıktı Habip Sow…
Okan hoca, ülkesinden geç döndü diye Marvin’i kadroya almayarak yerine Çağlar’ı oynattı.
Uzun süredir oynamayan, ancak Okan hocanın oynatmak için fırsat aradığı Çağlar; savunmanın solunda nöbet tutan Asker gibi bulunduğu bölgeyi terk etmeyerek oyuna giremedi, hücuma çıkamadı, ayağındaki bir-iki topu da doğru dürüst ceza alanına ortalayamayarak, henüz 11’in adamı olmadığını bir kez daha gösterdi.
Karşısında oynayan Erkan’ı da kontrol edemeyince bu oyuncu halı sahada oynar gibi fantastik hareketlerle elini kolunu sallayarak Çağlar’ı zor durumda bıraktı.
Aslında pek de tempolu oynanmayan, her iki takımın da daha çok kontrollü futbolu tercih ettiği karşılaşmada Elazığspor’un kendisi için hayati önem taşıyan puan ya da puanları alması pekâlâ mümkünken, bunu skora yansıtamaması; bireysel hataların yanı sıra, oyuncu tercihlerindeki yanlışlardan da kaynaklanmaktadır.
“Yaşlı” orta sahaya, daha genç, koşan ve hırsını yansıtan Tidiane Sane’yi bir an evvel monte edemezseniz, ortaya daha vahim hatalar çıkar.
Savunmanın göbeğine Habip Sow’un yerine Bilica çekilmeli ve öyle devam edilmeli. Çünkü; hiç değilse top Bilica’ya geldiğine yüreğimiz ağzımıza gelmez, Sow’da olduğu gibi…
İnşallah Okan hoca, Habip Sow’un kart cezalısı olduğu Gençlerbirliği karşılaşmasında Çağlar’ı stopere çekerek orada yeni bir “Sow vakası” yaşatmaz bizlere…
Hakkımızda hangi senaryolar yazılıp-çiziliyor bilinmez ama, bilinen bir gerçek varsa, o da; senaristlerin bazı takımları kurtarma hikâyelerine şimdiden başladıklarıdır…
Elazığspor için içeride kazanılması gereken en az 2 maç dışarıdan da getirilecek bir o kadar puana süper ligde kalma hedeflenmişken, çok kolay kazanılacak Eskişehirspor maçını puansız kapamamız; önemli bir kayıptır.
Düşmeme mücadelesi veren Gençlerbirliği, Erciyesspor, Antalyaspor ve Ç.Rizespor’la deplasmanda oynayacağımızı göz önünde bulundurduğumuzda, işimizin “zor” olduğu da aşikârdır.
