Haftanın son karşılaşmaları, sıkıntı yaşayan takımlar için aslında bir avantajdır.
Çünkü o ana kadar oynanan maçlarda elde edilen skorları gören sıkıntılı takımlar; skoru lehine çevirmek için daha bir motive olurlar.
İşte Elazığspor-Gaziantepspor karşılaşması da bu özellikte bir maçtı.
Haftanın maçlarında elde edilen skorları bilen Elazığspor’lu oyuncular, alacakları 3 puanla düşme hattının üzerine çıkacaklarını çok iyi biliyorlardı.
Misafir takım Gaziantepspor ise topladığı 36 puanla rahat bir konumda çıktı bordo beyazlı futbolcuların karşısına…
Ancak Elazığspor bu zorlu karşılaşmada erkek taraftarlarından mahrum olurken, tribünlerde yer alan bayan ve çocuklar sergiledikleri destekle tuttukları takımlarına futbolun sadece erkek oyunu olmadığı mesajını verdiler.
Passolig kartlarının basımı esnasında meydana gelen aksaklıklar, çok sayıda bayan ve çocuk taraftarı stad dışında öfkeye sevk ederken, stad içerisinde yer alanlar ise “yönetim uyuma; taraftarın dışarıda” tezahüratıyla mağdur olanlara destek verdiler ama, çabaları sonuçsuz kaldı.
Serdar’ların, Sow’un ve Sane’nin olmadığı kadroda önemli değişiklikler yapan Okan Buruk, Batuhan’a ilk kez 11’de görev verirken, Tanju’yu daha önce oynadığı ve alışık olduğu savunmanın soluna yerleştirip, savunmanın sağına da uzun süredir oynamayan Deniz Aslan’ı monte etti.
Marvin ve Deniz Yılmaz; Serdar’ların bölgesi olan orta alanın solunda ve sağında görev yaparlarken, özellikle ofansif özelliği olan Tanju ve Marvin’in görev yaptığı Elazığspor’un sol tarafı, maç boyunca en etkili kanadımız oldu.
Tanju oynadığı futbolla Elazığspor’un ataklarına yön verirken, hem attırdığı gol, hem de ofansif katkısıyla bordo beyazlı ekibin sivrilen ismi oldu.
İlk kez 11’de yer alan Batuhan Karadeniz de hırsı, güveni ve yüksek top hâkimiyetiyle kazanma duygusunu saha içerisinde yaşayan bir performans sergileyerek, hem gol attı, hem de Gaziantepspor savunmasını en fazla rahatsız eden oyuncu olarak dikkat çekti.
Batuhan’ın kaçırdığı, daha doğrusu kaleci Serdar’ın mükemmel kurtardığı 2 net gol pozisyonunun ardından Deniz Aslan’ın ceza alanına servis yaptığı, Batuhan’ın Deniz Yılmaz’a indirdiği ve geri aldığı topu mükemmel bir vuruşla ağlara göndermesiyle öne geçen Elazığspor, üzerindeki gerginliği de atmış oldu.
80. dakikada yine Deniz Aslan’la başlayan atağımızda, Batuhan’ın sakladığı ve Mehmet Nas’a aktardığı topu Deniz Yılmaz’a “al da at” dercesine göndermesiyle suskun golcümüz golü atarak hem kendini, hem de tribünleri rahatlattı.
Ancak o ana kadar çok iyi olmasa da fena oynamayan Çağlar’ın Serdar’a ceza alanında kontrolsüz girmesiyle güney temsilcisi Cenk Tosun’un penaltıdan attığı golle farkı 1’e indirince, yine Elazığspor’u sıkıntı bastı.
İşte o sıkıntı sonrasında skoru korumaya yönelik olarak oyunu ağırdan alan bordo beyazlı ekibimiz, maçın bitiş düdüğünden hemen önce Traore’nin kale alanında iyi vuramadığı topun az daha gol olmasıyla tüm emeğini boşa harcayacakken, Bilica’nın “sihirli ayağı” hem Çağlar’ı, hem de 3 puanı çizgiden kurtardı.
Ancak son haftalarda sergilediği performansla katkısını pek fazla göremediğimiz Tello, “gerçek” kimliğine bürünerek kalan maçlarda takıma katkı sağlamalı…
İçeride kazanmaya en yakın Gaziantep maçını kayıpsız atlatan Elazığspor için kazanılması gereken en az 2 maç, ya da toplamda 6 puan daha varken, Tello’yla birlikte herkes üzerine düşeni yapmalı, Elazığspor’umuz süper ligde kalmalı…
